Castlevania: Lords of Shadow 2, birinci oyunun kaldığı yerden devam ediyor. Hatırladığınız gibi ilk oyunun sonundan iyi kalpli kahramanımız Gabriel Belmont bir vampire dönüşüyordu, öyle basit bir vampire de değil. Artık o Lord of Darkness, o vampirlerin en güçlüsü olan Dracula.

Gabriel’in bir oğlu oluyor ancak kendisinin bundan haberi yok, çünkü karısı Marie bunu ondan saklıyor. Oğlu babasının kim olduğunu bilmeden büyüyor ve babası gibi kötülükle savaşıyor, Dracula’nın kötülüğüyle. Dracula’yı öldürmek için geldiği zaman Dracula onu kolay bir şekilde öldürüyor ve o sırada onun oğlu olduğunu anlıyor. Kendi kanını ona verip onu diriltmeye çalışsa da başarısız oluyor yada o öyle olduğunu düşünüyor. Seneler sonra oğlu “Alucard” ismini alarak dünyaya geri dönüyor. Alucard tekrar Dracula’ya saldırıyor ama bu sefer yalnız değil, kendi oğluyla ve tabi ki oğlu olduğunu bilmiyor. Alucard ve oğlu Dracula’yı öldürüyor ancak Alucard bir şeylerin doğru gitmediğini ve Dracula’nın geri döneceğini hissediyor.

Alucard haklı çıkıyor. Dracula tekrar geri dönüyor. Önceki oyundan hatırlayacağımız Zobek, onu buluyor ve şeytanın ikisi hakkındaki planından bahsediyor. Dracula’dan yardım istiyor ve böylece ikisi şeytanın zebanilerine savaş açıyorlar. Karanlık, karanlığa karşı savaş veriyor.

Yıllar sonra uyanan Dracula oldukça güçsüz bir durumda karşımıza çıkıyor. Zobek’in yardımıyla yavaş yavaş eski gücünü toplamaya devam ediyor. Bunun için öncelikle silahlarına ihtiyacı var. Dracula üç farklı silah kullanıyor. Blood Whip ilk oyunda kullandığımız kılıca çok benziyor tek farkı bu sefer kandan yapılmış olması. Diğer iki silahtan bir tanesi, Void Sword. Az hasar veriyor olsa da canımız azaldığı zaman bize çok yardımcı oluyor ve son silah Chaos Claws. Menzili yumruk mesafesinde ancak en çok hasar veren silahımız. Bu üç silahla iki çeşit saldırı yapılabiliyor: Tek düşmana karşı etkili saldırılar ve alan saldırısı. Tabi ki bu silahları kısa sürede geliştirmeye başlıyoruz. Her silahlar farklı hareketler yapabilmek için güçlendirmeler bulunuyor ve tecrübe puanınız arttıkça bu özellikleri satın alabiliyorsunuz. Bence ilk olarak Blood Whip’i güçlendirin, çünkü oyunda en çok bu silahı kullanacaksınız. Yeni serbest kamera sayesinde ilk oyuna göre daha rahat dövüşüyoruz.

Oyunun bir önceki oyundan en büyük farklarından bir tanesi de artık özgür bir dünyaya sahip olması. Far Cry 3 veya Skyrim kadar değil tabi ama ilk oyunun aksine sizi bölümlerden bölümlere itmiyor. Mesela gücünüz yetersiz olduğu için kaçırdığınız Pain Box’ları bu serbestlik sayesinde o bölüme tekrar giderek alabilirsiniz. Pain Box’lar aynı God of War’da Kratos’un sağlık ve büyü çizgisini arttırmak için bulduğu parçalar gibi. Dracula da burada beş tane kırmızı veya mavi renkli mücevher bulduğunda ilgili özellikleri artıyor. Yıllar sonra hayata geri döndüğümüz için gücümüz yarı seviyede olduğundan, her sağlık ve büyü gücü artışı bize ekstra güç sağlamıyor; var olan gücümüzü geri kazandırıyor.

Oyun boyunca birbirinden çirkin düşmanlarla karşılaşıyoruz. Bazılarını savaşarak geçiyoruz bazılarını ise gizlice geçiyoruz. Bazen bir fareye dönüşüyoruz bazense bir düşmanın bedenine girip onu kontrol ediyoruz. Aksiyonun dışında oyunda bulmacalar da bulunuyor. İlk oyundakilerden daha kolay olduğu kesin olan bulmacalar. Aslında bazı engelleri açmak için gerekli olan aktiviteler demek daha doğru. Öyle kafa yoran çok karmaşık şeyler değil. Her bölümde mutlaka çevrenize bolca bakın çünkü alternatif yolların sonunda Pain Box’lar bulunuyor ve oyunun ilerleyen kısımlarında hem büyü gücüne hem de sağlık puanına ihtiyaç duyuluyor.

Bölüm sonlarında yer alan boss’lar da daha önce gördüğümüz aksiyon oyunlarındakilerden farklı değil. Hepsinin bir saldırı düzeni var ve bunu çözdükten sonra onları yenmek pek zor olmuyor. Void Sword özellikle boss’larda bize çok yardımcı oluyor.

Oyun aslında günümüzde geçiyor olsa da oğlumuzun bize verdiği madalyon sayesinde geçmişe gidip oradaki görevleri de tamamlıyoruz. Oyunun bu özelliği bana Prince of Persia: Warrior Within’i hatırlattı ve bu şekilde olması konunun bütünlüğünün sağlanması konusunda bize yardımcı oluyor.

Senaryosu, görselliği, atmosferi bana göre oldukça iyi bir oyun Castlevania: Lords of Shadow 2. Oynanış olarak Devil May Cry ve God of War türündeki oyunlara benziyor olsa da alınıp oynanabilecek bir oyun. Eğer aksiyon oyunlarını seviyorsanız Castlevania: Lords of Shadow 2′ yi oynamanızı kesinlikle öneririm.