Uzun zamandır kendinden bolca söz ettiren ve beklentilerimizi bir hayli yükselten Codemasters, en sonunda serinin 2. oyunu ile karşımızda! Bir süre önce hayata veda eden (2007), yılların efsane ralli pilotu McRae ile Colin McRae Rally serisini sonlandıran Codemasters, daha sonraları karşımıza PC’nin GranTurismo’su diyebileceğimiz TOCA Race Driver ile çıkmıştı. Uzun bir süre yarış simülasyonu sevenler tarafından beğenilerek oynanan bu serinin ardından da yapımcılar yeni bir arayış peşine düştüler ve en sonunda karşımıza Race Driver: GRID çıktı.

İlk oyun oldukça beğeni toplamıştı ve inceleme puanları da oldukça yüksekti. Bu nedenle Codemasters’ın ikinci oyunda işi oldukça zordu. Zaten güzel olan bir oyunu daha iyi yapmaları gerekiyordu. Sonuç mu? GRID 2 son zamanlarda karşımıza çıkan en iyi yarış oyunu!

Bir yarış oyununda olmazsa olmaz 3 şey vardır. Araba modellemeleri iyi olmalı, sürüş deneyimi gerçekçi olmalı ve oyun kendini tekrar etmemeli. GRID 2’ye baktığımızda da bu üç unsurun oyuna gayet güzel işlendiğini ve hatta fazlasının olduğunu söyleyebilirim.

Öncelikle oyundaki araç sayısı gerçekten fazla. Bazı yarışları kazandığınızda hediye olarak yeni araba açabildiğiniz gibi, bazı arabaları açmak için de bazı yarışları yapmanız gerekiyor. Kazandığınız araba garaja eklendiğınde üzerinde oynamalar yapmanız da mümkün oluyor. Oynama diyorum çünkü araçları modifiye edemiyoruz. Araçların görünüşünü değiştirebiliyor, üzerine reklam alabiliyor ve tekerleklerini değiştirebiliyoruz. Bunlar göze biraz az gelse de, kendinize özel birbirinden farklı onlarca araca sahip olabiliyorsunuz.

Oyunda yarışları kazandıkça hayran sayınız artıyor ve hayran sayınız arttıkça da yeni yarışlara katılabiliyorsunuz. Demin bahsettiğim aracın üzerine reklam alma olayı da burada devreye giriyor. Eskiden sadece görüntü olan o reklamlar artık işinize yarıyor. Her reklamın belli bir görevi var ve yarış esnasında o görevi tamamlarsanız hayran sayınız daha çok artıyor. Buna benzer ufak şeyler oyunun kendini tekrarlamasını önlüyor işte.

Sadece bunlar da değil, araç mekanikleri o kadar güzel yapılmış ki, yarışmaktan keyif alıyorsunuz resmen. Yarıştığınız pistler, yarış çeşitleri, mekanların güzelliği ve grafikler o kadar güzel ki, yarışırken etrafa bakmamak için kendinizi zor tutuyorsunuz! Codemasters’ı gerçekten tebrik etmek gerek. Adamlar yarış oyunu yapmaktan anlıyor!

Peki hiç mi eksiği yok oyunun? Var tabii ki… Öncelikle ilk oyunda yer alan kokpit kamerası artık yok. Yapımcıların söylediklerine göre de bu karar çok uzun zaman önce alınmış. Hatta oyunun yapımcısı Vincent Muelle tarafından bu konu hakkında yapılan bir açıklama bile var:

[quote]

“Eğer oyunu sadece PC’ye geliştirseydik Grid 2’ye kokpit kamerasını ekleyebilirdik. Fakat konsollardan dolayı elimizde kullanabileceğimiz kısıtlı bir teknoloji var. Bu yüzden kokpit kamerasına ayıracağımız zamanı ve teknolojiyi, daha gerçekçi yarış dinamikleri sunmak için kullanmaya karar verdik.”

[/quote]

Oyuna baktığımızda bu zamanın iyi kullanıldığını görüyoruz gerçekten, ama yine de kokpit kamerası gerçekçiliği ve eğlenceyi oldukça arttırıyordu. Oyunda kokpit kamerasının olmaması ile modculara gün doğdu diyebiliriz; çünkü şimdiden oyun için hazırlanmaya başlananan birçok kokpit kamerası modu mevcut. Ufak bir araştırma ile siz de oyununuza ekleyebilirsiniz. Yine de belirtmek gerek, oyun daha çok yeni olduğundan biraz sorunlu bu kamera sistemi, ama zamanla geliştirilecektir.

GRID 2’ye genel olarak baktığımızda uzun süre hiç sıkmadan oynayabileceğiniz bir yarış oyunu var elinizde. Her yarışın daha çok keyif verdiği ve grafikleri ile göz dolduran bir oyun olmuş. Size tavsiyem oyunun daha gerçekçi olmasını istiyorsanız mutlaka zorluk seviyeniz yukarılarda olsun. Yarış oyunu seviyorsanız GRID 2’yi sakın kaçırmayın!