Sword Art Online II, Bölüm 6 :

Bölüm, gri pelerini ve korkutucu görüntüsüyle Kirito’yu bulan Death Gun ile kahramanımızın karşılaşmasıyla başladı. Kirito, onu tanıyan ve Laughing Coffin örgütüne üye olduğunu anladığı Death Gun ile karşılaşmasından sonra bastırmaya uğraştığı duygularıyla yüzleşmek zorunda kalarak, SAO boyunca öldürdüğü – ki gerçekten de öldüler- insanlar yüzünden kendisiyle vicdan hesaplaşmasına girişti. Üstelik böyle bir durumdayken, BoB elemelerinde rakiplerine karşı savaşmak zorunda kaldı.

İlerleyen dakikalarda rakiplerini tek tek alt eden kahramanımız, değişik savaş tekniği sayesinde onu ekranlardan izleyen herkesin dikkatini çekmeyi başardı. Finale kadar yükselen Kirito’nun rakibi ise muhteşem sniperımız Sinon’du. Sinon’a karşı başta mücadele etmek istemeyen Kirito karşısında sakinliğini kaybeden Sinon, odaklanamadığı için onu vuramadı ve yüzleşmek için mevkisini terk ederek sniper olmasına rağmen Kirito’ya yaklaştı. Oyundaki karakterine, duygusal yapısından dolayı aşırı anlam yüklediğini çoktan fark ettiğimiz Sinon, gerçek anlamda bir savaş talep etti ve düello tarzı bir mücadeleye giriştiler. Rakibini şaşırtarak 10 metre mesafeden sniper atışından kurtulan Kirito, düellonun galibiydi. Death Gun’ın ekran karşısındaki görüntüsüyle bölüm sona erdi.

Son derece aksiyon dolu bir bölüm olduğunu ifade etmeliyiz. Psikolojik savaşın, gerçek savaştan daha derin yaralar açabileceğinin altını sıkça çizen mangakamız, bu bölümün merkezine  yine bu tarz psikolojik tahlilleri yerleştirmiş gibi görünüyor. Bunun yanı sıra artık alıştığımız bir konu olan, diğer kızların Kirito’dan hoşlanması olayının sinyallerini daha güçlü alıyoruz. Kibar kahramanımız, zayıflıklarıyla, güçlülükleriyle kısacası her şeyiyle Sinon’u da etkilemeyi başarmış görünüyor. Son derece başarılı ve heyecanı bir üst seviyeye taşıyan bir bölümdü. Gelecek hafta için takipteyiz.

Fiary Tail II, 19. Bölüm :

Ejderhalarla savaş tüm hızıyla devam ediyor… Bölüm, prensesin geçen bölümdeki haykırışlarını bize hatırlatarak start verdi. Daha sonra, Natsu’nun üzerinde savaştığı ejderha, yumurtalar fırlatarak küçük ejderlerden oluşan bir ejder ordusunu savaşa dahil etti ve zaten zor durumda olan insan ırkı iyice köşeye sıkıştı. Bunun dışında, savaşa gelen 7 ejder avcısı, ejderleri paylaşmış ve savaşa girişmiş görünüyor.

İlerleyen dakikalarda, mangaka yine cinsel duyguları kullanmaya başladı ve Lucy’nin elbiseleri büyüyle yok olarak çırılçıplak kaldı. Bölümden akılda en fazla kalan sahne, Lucy’nin havaya çıplak şekilde fırlayarak Natsu’ya çarpması ve ejderden düşürmesiydi. Bölüm sonunda, Lucy, gelecekten gelen kişiliğinin günlüğünü bulurken, Natsu, yeni bir çılgın fikirle tam gaz ejderlerle dövüşmeye döndü.

Bu hafta daha fazla heyecan dolu bir bölüm beklerken biraz şeker tadında bir bölümle karşılaştığımızı ifade etmeliyiz. Aksiyon sahnelerinden çok, savaş öncesi konuşmalarla geçirilen bölümü Lucy’nin güzelliğini kullanarak geçiştirmişler diyebiliriz. Yine de hikayenin bütünü için önemli ipuçları barındıran ve izlenmesi gereken bir bölümdü.

One Piece, 656. Bölüm:

Evet! Tüm parıltımızla, koşar adım sonsuza dek! Hayal kırıntılarımızı birleştirerek… One Piece için ne söylenebilir ki?  656. bölüm ve hala muhteşem. Hikaye, Dressrosa Arc bölümlerine tüm hızıyla devam ediyor. Tayfayı kurtardıktan sonra Doflamingo’nun karşısına çıkan Law ile Doflamingo arasında geçmişten kalan bir takım hesaplaşmalar olduğunu görüyoruz. Law için o kadar önemli ki bu, bugün için yaşadım ben diyebiliyor ve hayatını ortaya koyuyor. Fakat şunu da rahatlıkla söyleyebiliriz ki savaşırken Doflamingo’dan pek de geri kalır yanı yok gibi görünüyor.

Daha sonra Collesium’daki turnuvaya geçiş yapıyoruz ve D bloğundaki mücadeleyi seyrediyoruz. Rebecca, yükselen bütün yuhalama seslerinin arasında Asker-chan’a verdiği sözü hatırlayarak tam güçle savaşmaya ve son derece güçlü rakiplerini teker teker devirmeye devam ediyor. Diğer yandan, pek çok kişinin tayfaya katılır mı diye düşündüğü Luffy fanı Bartolomeo ve Zoro arasında geçen konuşmalar izleyicileri oldukça eğlendiriyor. Bölüm sonunda ise, Rolling Logan denilen dev gibi bir adamın Rebecca’ya saldırma girişiminde bulunacağı gösterilerek, bölüm sona eriyor.

 Oda, çizerlik konusunda artık farklı bir seviyede olduğu tartışılmaz bir adam, hiç şüphesiz. Ustalıkla işlediği her bir bölümde izleyicileri neşelendirmeyi, eğlendirmeyi, güldürmeyi, heyecanlandırmayı ve bazen de ağlatmayı çok iyi başarıyor. Kısacası duygularımızı incelikle işleyebiliyor ve yüreğimize dokunuyor. Sahip olduğu muhteşem ekibi de es geçmemek gerek tabii ki. Efsanevi müzikleri anime başlarken bile bizi sarıyor ve heyecanlandırıyor. Muhteşem bir bölüm daha geride kaldı ve biz takipçileri yeni bölümleri sabırsızlıkla bekliyoruz.

Siz de fikirlerinizle bu haftayı değerlendiriniz lütfen.