Torchlight II incelemesi

2009 yılında görücüye çıkan Torchlight, harmanladığı rol yapma öğeleri ve hack and slash mekanikleriyle dikkat çeken bir “indie” yapımdı. Genel anlamda PC oyuncuları ve bilhassa da Diablo III’ün çıkışını dört gözle bekleyen hack‘n’slash tutkunları arasında beklenmedik bir tesir yaratan oyun, düşük bütçeli bir yapım olmasına karşın kısa sürede çok satanlar listesinde zirveye yerleşip ciddi bir oyuncu kitlesi elde etmiş, eleştirmenlerden de olumlu eleştiriler alarak sınıfını geçtiğini göstermişti.

Yapımcı Runic Games’in bünyesinde barındırdığı Fate video oyununun baş tasarımcısı Travis Baldree, Diablo I ve Diablo II’nin yardımcı tasarımcıları Max ve Eric Schaefer tarafından hazırlanan Torchlight, çıkışının ardından kısa süre içerisinde Runic Games’e beklenmedik bir maddi gelir sağlamış, böylece Runic Games’ten gelecek bir devam oyunu da güvence altına alınmıştı. 2010 yılında duyurulan ve bugünlerde PC platformu için piyasaya sürülen Torchlight II, seriye ilk oyunun kaldığı yerden devam etmekle birlikte, ilk oyundaki bütün problemleri de giderip eksiklikleri tamamlayarak oyunun çıtasını birkaç basamak yukarıya taşıyor.

Oyunun senaryosunda değinebileceğimiz ve kalın harflerle vurgu yapabileceğimiz çok fazla hassas nokta yok. Zira oyunun anlatısı ne video oyunlarında anlatı sanatına, ne de türüne herhangi bir yenilik sunmuyor. Bir hack‘n‘slash oyunu, senaryosundan ne kadar besleniyorsa, Torchlight II’nin de o kadar beslendiği söylenebilir. Eğer zaten video oyunlarında anlatıya çok da fazla önem veren biri değilseniz, Torchlight II’nin aksiyon dolu gameplay’i içerisinde “ne yaptığınızı” ve “neden yaptığınızı” unutacak noktaya kolaylıkla sürükleneceksiniz. Ancak tam tersi bir durum söz konusu ise ve oyunlarda anlatı sizin için çok önemliyse, o halde Torchlight hususunda fazla beklentiye kapılmamanızda fayda var.

[quote]Neler oldu neler bitti? İlk oyunun sonunda Torchlight şehrinin altındaki yıkımın kaynağı olan Ordrak, Destroyer, Alchemist ve Vanquisher tarafından alt edilmişti. Torchlight II işte tam bu noktadan birkaç yıl sonrasını konu alıyor. Alchemist, asla tedavi edemediği Ember Blight’ıyla çılgına dönmüş olmalı ki Ordrak’ın kalbini çalarak Torchlight şehrini tamamen yok ediyor. Ardından Estherian Steppes’e yolculuk edip burada dünyanın altı elementinin dengesini koruyan Elemental Guardian’lardan güç çekmeye ve bu dengeyi bozmaya başlıyor. Biz ise Alchemist’in peşinden giderek yol açtığı kaotik durumlarla baş etmekle görevlendiriliyoruz.[/quote]

Oyunun senaryosundaki hareketlilik, oyun içerisindeki görevler ve görevlerle ilişkili metinlerle sağlanmakta. Bu metinler, bize dünyanın bir başka yerinde neler olup bittiğini haber ederken, bizim ise son ana kadar bu olup bitenlere pek de bir etkimiz olmuyor. Bu yapısıyla oyunun ucundan azıcık da olsa World of Warcraft‘ı andırdığı söylenebilir. Hareketliliğin diğer safhası ise, ilk oyunda olmayan bir yenilikle sağlanıyor: bölümlere ayrılan oyun senaryosu, bu bölümler arasında “anime çizgisinde” animasyonlara ev sahipliği yapmakta. Eets ve Shanks serisinin yapımcısı Klei Entertainment tarafından hazırlanan bu sinematikler, bölümler arasında belirip hikayede olup bitenleri dillendirme görevinde kullanılıyor.

Bu yazıyı arkadaşlarınla paylaş!
Next page
Yazar

GameXNow

GameX Dijital Eğlence ve Oyun Fuarı'nın resmi oyun haber sitesi!